20 Mayıs 2009 Çarşamba

Günahların Bedeli-Kefaret Projesi

Bu proje Türk işi bir Bilim kurgu filmi ya da dizisi için konu ve arka plan üzerine bir fikir cümbüşüdür. İsteyince olur.
yüzyıl ilk çeyreği içinde bilimadamları çok tatsız bir haber verir.
Güneş patlaması yaşanacak ve bu patlama sonucunda Dünya üzerindeki bütün yaşam tükenme tehlikesi ile yüzyüze..
Önlemler bütün dehşet ve artan kargaşaya karşılık alınmaya çalışılıyor. Radyasyon ve ısı kalkanı levhaları ile kaplanmış üsler inşa etmeye başlayan ülkeler kendi halkları içinden seçtikleri insanları ve belli oranda kura ile alınan insanları bu üslere doldurmaya çalışıyor.
Yine de gerçekten koruma sağlayacak bir üs olabileceği konusu şüpheli ve üsler işe yarasa bile radyoaktif bir çöle dönmüş dünyada bu üsler kaçınılmaz sonu geciktirmekten öte bir işe yaramayacak fikri hakim.
Patlamanın tahmini zamanı yaklaşırken korku ve paniğin pençesindeki halk yığınları artık tamamen kontrolden çıkıyor ve devletler bütün otoritelerini kaybederek askeri üslerin kale gibi güçlü bölgelerine çekiliyor. Sivillere ateş açmak zorunda kalıyor bütün dünyada hükümetler ve ordu.. Ayaklanmalra ve çatışmalarda kan gövdeyi götürüyor..
İnsanlık için çok karanlık bir dönem...
Beklenen gün geldiğinde patlama yaşanıyor ve cidden dünya üzerinde belli bir hasara yol açıyor. Fakat önceden öngörülen ölçüde büyük-yıkıcı bir hasar olmuyor bu durum.. Yine de hala hasar büyük.
Devletler ilk keşiflerin ardından birbirleri ile de haberleşerek ve konuşup fikir alışverişi yaparak kararlara varıyor. Dünyayı yavaş yavaş ve adım adım yeniden inşa etme yolunda karar alıyorlar.
Ama tek karar alanlar onlar değil.
Güneş dünyaya vurmadan önceki kıyamette ve vurduğunda açıkta-korumasız-kaderine terk edilmiş halk kitlelerinin de kendi kararları var. Bir daha boyun eğmeyecekler kendilerine yüz çevirenlere.
Sığınklar ve üslerin mühürlenmesinden patlamaya ve sonrasında sığınaklarda ilk keşif ve iletişim ekiplerinin çıkmasına-ilk kararların alınıp uygulama için ilk adımların atılmasına kadar geçen sürede Terkedilenler de çok şey yaşamıştı ve değişmişti.
İnsanın yaşadığı değişim ve ilk işaretleri görülen bir evrim Sığınaklarda da ilk işaretleri ile hissedilirken asıl büyük güçle dışarıdaydı bu evrim dalgası.(İlk ortaya çıkan ikisine İblisler ve Şifacılar diyecekti dünyanın dünyanın heryerindeki halklar. Ama Seçkinler için bu bir söylenti ve mit olarak kalacaktı uzun yıllar boyunca. Taa ki...)
Bu dalga tam olgunlaşmadan Terkedilenler ile Seçkinler arasında ilk kavgalar başladı ve bu defa çok daha kanlı ve acımasızıdı mücadele. Eski komutanlar ve askerlerden bazıları da artık Terkedilenler saflarındaydı ve tüm dünya çapında bir iç savaş patlamıştı..
Bu savaş 3. Dünya savaşına denk bir kıyamet getirmişti dünyaya.. Güneş patlamasının yapmadığı kadar sert olmuştu bu savaşın etkileri..
Savaş sadece 5 yıl kadar sürdü ama sonunda ortada yıkık şehirler, kirli bölgeler, ölü şehirler, çöller ve mezarlıklar bıraktı.
Hem Terkedilenler hem de Seçkinler nükleer silahların ve biyolojik silahların birleşik kıyameti patlayınca kendi ateşleri içinde yanmış ve bulabildikleri deliklere çekilmişti.
Bu 120 yıl kadar önceydi..
Terkedilenlerin Seçkinler dediği Güvenli Şehirler halkları sensörlerinde süratle azaldığı görülen biyolojik kirlenme ve garip biçimde yüksek hızla azalan radyasyon kirliliği karşısında ilk keşif ekiplerini sığınaklardan yüzeye gönderiyordu.. Yeni dönem böylece başlıyordu.
İlk keşif ve yeniden inşa ekiplerinden birinin maceraları olacak bu hikaye..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder