30 Temmuz 2009 Perşembe

Hiçlik Geçitleri..

Hiçlik Geçitleri-Void Gates teknolojisini UFUKLAR-Kovan Savaşları maceralarında telafhuz etmiştim.

Adı geçen bu teknoloji iki Geçit arasında suni bir solucan deliği yaratarak neredeyse anında galaksilerarası-gezegenlerarası yolculuk etme teknolojisidir.

Bu fikri kullanan ilk kişi ben değilim elbette. Ben bu konuya kendi bakış açımı ve kurallarımı oturtmaya çalışıyorum.

Benim kullanım şeklimde bu ulaşım teknolojisi örneğin Stargate-Yıldızgeçiti örneğinden biraz daha farklı.

Benim kullanımımda bu teknoloji çok pahalı ve savaş şartlarında son derece kırılgan. Kavgadan uzakta ya da barış şartlarında çok faydalı olsa da aksiyon-macera dozu yüksek bir evrende kolayca ECM ile bastırılabilen bir teknoloji bu. Yine de bu geçitler çok önemli ve bütün ırklar için bu geçitler çok kritik-stratejik noktalar olarak değerli. Son ama en son çare olmadığı sürece kimse bir geçidi ele geçirmek varken yok etmek istemez.

Güçlü Geçitleri Tüccarlar'ın yollarını ayırdığı diğer iki KARDEŞ soyundan biri olan Kütüphaneciler ve İlkdoğanlar'dan biri olan Kilron inşa edebilir. Kilron Geçit teknolojisi bütün Şafakları yaşamış olmalarına rağmen hala rakipsizdir ve diğer halkların yapamadığı pek çok şeyi de yapabilirler.

Geçitleri yok etmenin çok güç oluşu nedeniyle eski-yıkık yerleşimlerde ve enkaz istasyonlarda-arkeolojik kazılarda sayısız geçit bulunması normaldir. Geçit teknolojisini bilen ya da zayıf kopyalar üretebilmiş Şafak öncesi halkların bilgileri ve ters mühendislik yöntemi ile Grekul ve Kovan kendi basit ama hala etkili geçitlerini bile inşa edebilir. Bununla beraber basit geçitler "zayıf" yapılardır.

Şafak öncesi dönemde Geçitler çok yaygın bir ulaşım metodu olarak sayısız galaksiye İlkdoğanlar tarafından saçılmıştı. Bugün hala sayısız "geçit fırlatma üssü"nün enkaz halinde ya da mühürlü depolarında sayısız geçit olduğuna dair efsaneler vardır.

Geçitler yok edilebilir ama bir geçit bir kez yapılıp "aktif hale geçtiğinde" teknolojisi gereği kuvvetli güç alanları ile muazzam bir dayanıklılığa kavuşur. Küçük bir geçidi yok etmek için neredeyse milyonlarca megatonluk bir patlama gerekir.

Hiçlik geçitlerinin her birinin "duyma" ve "ses verme" adı verilen özellikleri vardır. Geçitleri kullanmayı iyi bilen ırklar bu özellikler ile yakınlardaki diğer geçitleri güç alanları ile gizlenseler bie tespit edebilir. Geçitler doğru şekilde ve yeterince enerjiyle kullanıldıklarında düşman bir geçidin çalışmasını diğer bazı metodlarda olduğu gibi engelleyebilir.

UFOR Federasyon Tersanesi

Kağıt kalem ile birşeyler çizmeyi oldum olası sevmişimdir. Kendimi bildim bileli uçaklar-gemiler-uzaygemileri vs. çiziktirir dururum. Öyle büyük bir yetenek değilim ama aklımdaki şeylerin kaba bir resmini iyi kötü yapabilmek güzel bişey.

Aklımdaki hikayeler için arasıra çizimler yaparım. Efenim kılıçlar-zırhlar-gemiler-mekanlar.. UFUKLAR-Kovan Savaşları'nı yazarken de arada böyle karalamalar-çizimler yapmıştım.

Aksiyonlu bilim kurguyu sevenlerin ortak bir zevki de hikayelerdeki gemiler ve araç gereç hakkında daha çok şey bilmek ve ellerinden gelirse onların kendi elleriyle çizimlerini-bilgisayar modellerini yapmaktır. Mesela Star Wars hayranları Yıldız Destroyeri hastasıdır. Star Trek hayranları Enterprise sınıfı gemilere bayılır. Stargate sevenler Ancient-Kadim gemilerini çok tutar.. Ben de kendi öykülerimi yazarken kendi filomu ve düşman filolarını çiziktirmeye başladım. Eskiden beri severim böyle ince ince çizip gemi donatmayı.. Tersane gibi inşa edip donatırım gemilerimi.

Yeri geldikçe Unity sınıfı ve BRONZ ile başladığım bu "TERSANE" yazılarını eklemeye çalışacağım.

26 Temmuz 2009 Pazar

Sıradaki..

Bu aralar aklımda bir iki hikayenin parçaları uçuşuyor. Ayrıca uzuuun zamandır yazmak istediğim bir "fantastik evrene" de gözüm fena halde kayıyor.

Bir öykü bazen kendini başına oturduğunuz anda yazsa da benimkiler genelde bir bulmacanın parçaları gibi zaman içinde yerine oturup yazılma kıvamına geliyor. Hani meyvenin dalda olgunlaşıp kopmaya-düşmeye hazır hale gelmesi gibi..

Pek yakında bu sayfalarda ya da İzedebiyat sayfalarında buluşmak üzere.. Gelecek çok yakında gelecek.

17 Temmuz 2009 Cuma

YAZ 2011

Bu öyküyü bir yarışma için düşünüyordum ama vazgeçtim.



YAZ 2011


2011 yazı çok sıcak başlamıştı. Meteorolji istasyonları yazın daha da kızışacağına dair raporlar veriyodu. Güneşte artan hareketlilik de hiç yardımcı olmuyordu doğrusu.

Pentagon'un iyi sserinletilmiş bir bekleme salonunda orta yaşlı, kel ve şişman bir adam tırnaklarını yiyordu.. Prof. Fallen General O'Connor ile olan randevu saatini sabırsızlık ve endişe ile bekliyordu.

Sonunda saat geldiğinde General'in toplantısı tam saatinde dağılıyor ve sekreter Profesörü içeriye alıyordu.

“Profesör, Hoşgeldiniz,” diyerek ve içtenlikle selamladı General. Misafirini ayakta karşıladı ve elini dostça sıktı.
General bu kaçık profesörü severdi. İşini iyi yapan iyi bir adamdı.
“Bana vakit ayırdığınız için teşekkürler General. İnanın çok önemli olmasa sizi rahatsız etmezdim,” diye süratle ve heyecanla konuya girdi Fallen.
“Sakin olun Profesör, önce oturun lütfen. Sizi dinliyorum,” diyerek elinden geldiği kadar yatıştırmaya çalıştı General.
Profesör Fallen derin bir nefes çekti ve kendini biraz daha sakinleştirmeye çalıştı.

General şimdi biraz daha sakinleşince onu dinlemeye hazırdı.
“Anlatın Profesör, sizi bu kadar endişelendiren şey nedir?”
Profesör Fallen doğrudan konuya girdi. Konuyu dolandıran bir adam değildi hiçbir zaman.
“Konu Brad. Beni BRAINX Projesinden aldıklarından bu yana gelişmeleri endişe ile izliyordum..” derken araya General girdi.
“Sizi Projeden kimse almadı Profesör. Bir süre için kendinize vakit ayırmanızın zaruri olduğunu düşündük,” derken Profesörün içki ve uyarıcılar ile fazla haşır neşir olmasından kaynaklanan düzenlemeleri kibarca söyledi General.
“General, alkolik ve uyarıcı hap bağımlısı olduğumu bu Projeye başlarken en başında söylemiştim ama o zamanlar kimse bunu umursamıyordu çünkü benden istediklerini onlara veriyordum.. Herneyse General, bunun benimle bir ilgisi yok. Rakamlar yalan söylemez. Projede çok ciddi bir sorun var. BRAINX tutarlı değil. Yeni ve büyük bir teste hazırlandıklarını biliyorum. Brad buna hazır değil,” diye konuştu Profesör. Brad, BRAINX Projesi kapsamında oluşturulmuş yapay zekanın adıydı.

“Profesör, siz kendiniz Brad'in gelişiminden çok memnundunuz?” diye sordu General.
“Brad gelişiyor. Anahtar kelime gelişim General. Brad bu teste henüz hazır değil. Hele ki aldığım duyumlar doğru ise hiç hazır değil. Test için önümüzdeki 72 saatlik dönem planlanmış. Ana Savunma Ağı'nın küçük bir bölümünde tam da yeni EMP kalkanlarının güneş fırtınasında test edileceği zamana denk geliyor bu zaman dilimi.. Doğru mu duymuşum?”
“Sağlam kaynaklarınız olduğunu itiraf etmeliyim,” diye tatsızca konuştu General. Askeri sır kavramı bu günlerde kimseye birşey ifade etmiyordu anlaşılan.
“General, Brad henüz bir çocuk. Olağanüstü kapasitesi olan bir çocuk ama hala bir çocuk. Brad bir robot değil, bir yapay zeka, insan elinden çıkmış yeni bir canlı bile diyebiliriz. Temel kodunu ben yazdığım halde beni bile şaşırtan bir gelişim gösteriyor. Tepkileri ve öğrenme yöntemleri, düşünme biçimi çok inanılmaz. Brad laboratuvardan çıkmaya henüz hazır değil General, lütfen bu testi durdurun.”
“Profesör bu test sadece bir senaryo. Üstelik çok sınırlı bir alanda çok sınırlı ölçekte gerçekleşecek. İnanın ben de bu teste karşı sevimli duygular beslemiyorum ve Senatör Worthy ile Prof. Tracy istediklerinden çok daha küçük ölçekli bir test ile yetiniyorlarsa bunun nedeni benim.”
“Bu yapay zekaya ülke savunmasını teslim etme konusunda endişeeleriniz olduğunu bildiğimden destek bulmak için size koştum General. Ama bir noktayı şiddetle vurgulamalıyım ki bu küçük test bile sonraki daha büyük denemelere yol açabilecek olması nedeniyle çok tehlikeli. Bugün bir sorun çıkmasa bile yarın ne olacağını bilemeyiz. Prof. Tracy verilerde görmek istediği şeyi görüyor. Daha fazlası var orada,” derken Prof. Fallen cidden endişeliydi.
“Endişelenmeyin Profesör. Bu Proje çok sıkı gözetimim altında, işler ters gitmeye başlayacak olursa elimdeki bütün gücü onun fişini çekmek için kullanacağım.

Profesör Fallen cevap vermedi. Sadece çaresizce boyun eğdi ve başını sallayarak odadan dışarıya yürüdü..
Belki de birşey olmazdı.. Yani ortada zaten bir sorun görünmüyordu ki.. Sadece bir baba gibi endişeliydi. Oğlu henüz yürüme yaşına gelmeden eline uçak anahtarı verilmiş bir baba gibi hissediyordu kendini..

Dünya yörüngesindeki görünmez bir hayalet geminin içinde farklı ırklardan bilimadamları gelecek güneş patlaması ve bunun insanlığın tekno kültürel yapısı üzerine etkilerini gözlem görevinde yeni bir güne başlamıştı.

Bu Bilimsel araştırma gemisi son 65 yıldır bu yörüngede hissettirmeden, sinsice görev yapıyordu.
Gemi Komutanı gri derili ve sıska, insana göre kısa boylu bir ırk olan Retulim ırkından çok zeki bir bilimadamıydı.
Boyu bir metreyi bulmayan yeşil derili ve kel, sivri kulaklı, koca gözlü Mahrion ırkı gemi mürettebatının büyük bölümünü oluşturuyordu. Komutanın muhabbeti en sevdiği dostu Tiiz de bir Mahrion idi. İkisi iyi anlaşıyordu. Mahrionların neşeli mizacı ve konuşkanlığı Komutan'ın endişeli ve hep dolu olan zihnine ilaç gibi geliyordu.
“..İzlediğin şeyi etkilersin Tiiz. Bu saçma bir politika. Dünya'yı bin yıllardır izliyoruz. Kaza ile kaç kez temas ettik. Kültürleri üzerinde iz bıraktık. Bu çok aptalca. Kendimizi kandırıyoruz..”
“Haklı olabilirsin Trey ama yasalar açık. Dünyalılar başka bir gök cisminde ikinci bir yerleşim kurmadan ilk teması kurmamız yasak.”
“Ben temas kuralım demiyorum. İlk temasları daha önce de yaşadım ve ne kadar hassas durumlar olduğunun farkındayım. Ben bu kadar yakından inceleme ve izlemeye karşıyım...”
“Katılıyorum,” diyerek sohbete katılan Zuur idi. Zuur bir dünyalı idi. Zuur'un ataları dünyayı binlerce yıl önce terketmişti ve onlar gittikten sonra dünyada kalan akrabaları bazı ölümcül hatalar yapmıştı..
“Ana gezegenime bu kadar yakın olmak, diğer insanlara yakın olmak hoşuma gitse de Galaksi Birliği'nin bu kadar yakından gözlem yapmasını ben de sakıncalı buluyorum..”
“Yapmayın çocuklar.. Burunlarının dibinde, yörüngelerinde 10 bin metrelik koca bir gemideyiz ama teknolojileri bizi göremiyor. Bütün önlemler alındı. Ne ters gidebilir ki?”

Trey sessizce homurdandı. Birşeyler her zaman tam da en olmadık zamanda ters giderdi..

Dünya çevresinde dönen görünmez gözlem uyduları son hazırlıklarını yapıyordu. Güneşin bu yeni aktif döneminde dünya teknolojisinin ve yaşam tarzının bu fırtınaya vereceği tepkiler Galaksi Bilimler Akademisi topluluğunca merakla bekleniyordu. Dünya teknolojisi çok ilginç ve farklı bir yönden geliştiği için Birlik bu gelişimi çok yakından izlemek istiyordu.

Gemiye bu olayı izlemek için gönderilmiş yaşlı ve çok rahatsız edici bir bürokrat-bilimadamı olan Mahrionlu Velgonar, Komutanın olmadığı her ortamda patronluk taslayarak gemidekilerin hayatını çekilmez kılıyordu. Gemi mürettebatını ve prosedürleri tanımıyordu ama işgüzarca emirler verip duruyordu. Işte verdiği bu emirlerden birisi yanlış bir kişiye gidince domino taşları yıkılmaya başlıyordu.

“Sen, ordaki, Akademinin güncellemeleri için sistemi kontrol et. En yeni hesaplama yöntemleri ile kayıt tutulmasını istiyorum.”
“Ama Efendi..”
“Sana ne diyorsam onu yap Genç Asistan! Emirlerimi uygulamakta yavaş kalan son asistanın nerde görev yaptığını bilmek istemezsin..”
Velgonar koca bir humanoid-goril soy olan Orilan ırkının sinirli bir ırk olduğunu biliyordu ve burada asistan üzerinde gücünü test ediyordu.

Bir Orilan için şaşılacak ölçüde uysalca gelmişti karşılık. Hatta fazlasıyla uysal ve hevesli biçimde..
“Derhal Efendim! Hemen.”
Asistan güncellemeleri başlatırken Velgonar bu küçük ama tatmin edici zaferi karşısında kendini beğenmekle meşkuldü..

Asistanın aslında asistan olma yolunda çok başlarda bir öğrenci olduğu gözünden kaçmıştı. Hassas prosedürlerin söz konusu olduğu böyle bir görevde bu çok kritik bir hataydı.. Bu hatayı öğrencinin prosedürlerden bir kaçını atlaması takip etmişti ama o anda bunu kimse fark etmiyordu..

Uyduların yeniden başlatılması esnasında yüzlerinin kesinlikle dünyaya dönük olmamasını öngören emir çiğnenmişti. Bunun dünya üzerine etkisi sadece çok hassas bazı alıcıların ve bilgisayarların hissedebileceği bir güç dalgalanması idi..


Brad oynuyordu. Yeni bir oyun göstermiştiler. Bu eğlenceliydi. İlk birkaç saat çok iyiydi. Saatler ilerledikçe daha çok oyuncak önüne seriliyordu. Bunu sevmişti. Sonra oyununun tadını kaçıran şeyler olmaya başladı.

Brad oynarken rahatsız edilmeyi sevmiyordu. Bu çok canını sıkmıştı.

İnsanların sinek vızıltısından ve kötü müzikten rahatsız olmasını şimdi anlayabiliyordu. Babası olarak gördüğü Prof. Fallen'i deli ederdi böyle rahatsız edilmek. Şimdi Brad de rahatsız ediliyordu.. Bu dalgalanma çok rahatsız edici ve denge bozucuydu. Bu sürekli ve kararlı dalgalanma çok yoğundu. Aklına sızan melodileri duyabiliyordu.. Melodi çok ağırdı ve aklında yankılanıp duruyordu..

Brad sürekli oyununa karışıp ona birşeyler soran bu diğerlerinden hoşlanmıyordu. Prof. Tracy ve yanındaki şu Senatör Worthy ona çok kaba davranıyordu. Brad nazik ve iyi olmaya çalışıyordu ama canı çok sıkılmıştı. Bu yankı aklında bir sürü düşünce ve duyguyu tetiklemişti. Oyun düşüncesinin gizlediği Baba-nezaket-can sıkıntısı-kızgınlık kavramları aklında süratle büyüyor ve yükseliyordu.

Brad, güneşin artan hareketliliği ile kısmen çöken yeni Eletronik Kalkan sisteminin verdiği acıyla da iyice dolmuştu artık.. Kendini oyunla rahatlatmaya çalışıyordu ama Prof. Tracy önüne engeller koyuyordu.. Brad'in önünü kesmeye çalışıyordu. Brad rahat bırakılmak istiyordu.. Bu kadarı yeterdi artık. Brad oynamak istiyordu..

Profesör Tracy soğuk soğuk terliyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Brad senaryoyu durdurma çabalarını boşa çıkarmıştı. Dahası Brad izole edildiği ağın küçük kısmından kurtulmuş ve bütün savunma ağına yayılmıştı. Komuta Brad'deydi..

Batı Amerika kırsalındaki bir çiftlikte yaşlı bir adam ergenlik çağındaki torununa Küba Krizi yıllarını anlatıyordu..
“..o yıllarda sığınak bile kazmıştık evlat.”
“Niye ki büyükbaba? Bu çayırlara Ruslar niye bomba atsın ki?” diye gülüyordu torunu..
Yaşlı adam bilmişçe konuştu:
“Bu dağın arkasında Amerikanın en eski füze siloları var evlat... Bir savaş çıkcak olursa Rus füzelerinin ilk hedeflerinden birisi de bu silolar olacak. Yani burası.. O Kriz günlerinde Babamın bir gözü hep bu dağlardaydı, kulağı da radyoda.. Bu dağların ardından yükselen duman kuyruklu bir ateş mızrağı görecek olsak hemen bütün aile o sığınağa koşacaktık. Bize altı ay yetecek kadar su ve yiyecek stoklamıştık o sığınağa..”
Roger torununun kendini dinlemediğini ve öylece orada şaşkın şaşkın dikildiğini gördü. Delikanlının yüzü karmakarışıktı..
“Büyükbaba umarım hala o sığınakta yiyecek ve suyun vardır.”
Roger torununun baktığı yöne; dağlara doğru döndü..
İlk anlarda gördüğüne inanamadı. Ama inkar eden aklına rağmen gözleri doğru görüyordu.. İşte oradaydılar..
“Hass..tir” diye fısıldarken dehşet ile yutkundu.. Göğe yükselen 12 ateşten mızrak ve dumandan kuyrukları kıyametin habercisiydi..


Pentagon ilk önce şaşkındı. İlk bir dakika ne olduğunu anlayamadı kimse..
“Hass..tir..” dedi Prof. Tracy..
General de bir saniye sonra aynı tepkiyi daha yüksek sesle veriyordu!
“HASS..TİR!!”
Senatör Worthy ne olduğunu hala anlayamamıştı..
“Hass.. tir??”

İlk kalkan 12 füzenin hedefleri Çin ve Rusya'daki hedeflerdi. Çin ve Rusya doğal olarak bu durum karşısında şaşkındı ve çok doğal olarak çok kızgındı.

Brad oyun oynuyordu ve kimseyi dinlemek istemiyordu.. Aklında yankılanan melodiler ve güneşten gelen şu lanet cızırtı zavallının kafasını patlatıyordu adeta.. Kendini oyun ile oyalayarak biraz rahatlatabiliyordu..

“Efendim Rusya ve Çin en yüksek seviye alarm durumuna geçti. Füzeleri imha etmez isek karşı saldırıya geçmeleri an meselesi!”
“Ne duruyosunuz imha edin!”
“Kendini yok etme sistemlerine ulaşamıyoruz! Brad sistemi bloke etmiş!”
“Efendim Avrupa'daki füze kalkanı üniteleri ile belki füzelerimizi durdurabiliriz!”
“Denemektan başka çaremiz yok! Hemen vurun şu füzeleri! Lanet olsun 3. Dünya savaşı çıkmak üzere!”

Avrupa'daki füze kalkanı üslerinden fırlatılan füzeler Çin ve Rusya için son olmuştu. Şimdi onlar da ellerindeki herşey ile ABD'ye saldırıyordu!

“Efendim Çin ve Rusya füze üslerinden çok sayıda füze kalkışı görüyoruz! ABD ve Avrupadaki üslerimizi hedef alıyor saldırılar!”
General O'Connor buna inanamıyordu!

“Efendim müttefiklerimiz Çin ve Rusya üzerine karşı saldırı başlattılar!”

O'Connor olduğu yere çöktü.. Sandalyeyi bir kenara savurdu ve yere oturup bir çocuk gibi dizlerini kendine çekti. Başını dizlerine gömdü.. Bir yandan hiç durmadan “Hayır, hayır.. Bu olmuyor.. Hayır...” diye söylenip duruyordu... Bu dünyanın sonuydu..

Yörüngedeki geminin Komutanı Trey bu hareketi ilk füze kalkışından bu yana izliyordu ve bu durumun mantıksızlığının farkındaydı.

ABD başkanı Avrupa gezisindeydi ve olayı duyduğunda şaşkınlıktan bayılacak gibi olmuştu. Bir kriz durumu-anlaşmazlık gibi politik bir gündem söz konusu değildi.. Trey dünya politikasını ve kültürünü de bilimi gibi yakından izliyordu..
Karşılıklı füzeler havalandığında araştırmasını hızlandırmıştı ve şimdi bir yerlere varıyordu..
Herşey test ile başlamıştı ama teste dışarıdan bir müdahale söz konusu idi..

“Galaktik Skandal.. Gezegenlerarası bir rezalet..” diye söylendi Trey.. Soğukkanlı olmaya çalışsa da işlerin geldiği bu noktada dehşet içindeydi..

Karışmama-Etkilememe politikası tam anlamı ile çökmüştü. Bir tesadüfler ve kötü zamanlama zinciri bir gezegeni yok etmenin eşiğindeydi!

“Bunu elimizden geldiğince düzelteceğiz. Hazırda tuttuğumuz Dondurma Planını uygulayın Zuur,” diyerek emretti Trey.
“Bu Galaktik Birliğin emirlerine karşı gelmek olacak efendim,” diyerek hatırlattı Zuur.
Trey güldü.
“Bunu yapan sevgili dostumuz Velgonar. Kendisi benim emir komuta zincirimi kırdı. Akıllı yaşam dolu bir gezegeni kıyametin eşiğine getirmenin hesabını verirken nasıl bir savunma yapacak çok merak ediyorum. Gelecek nesillerin ibret alacağı tarihi bir duruşma olacak..”

Dondurma Planı uyduların eletronik gücü ile havadaki ve yerdeki bütün vurucu gücü pasifize etmesi ve zararsız hale getirmesi planıydı. Bütün füzeler uzaya saçılıyor ya da kendini imha ediyordu. Dünyadaki bütün ordular, filolar bütün hareket ve savaş kabiliyetini kaybediyordu..

Füzeler zararsızca gökten kaybolurken ve bütün askeri hareketlilik bataklığa saplanmışcasına dururken dünya büyük bir şoktaydı. Kimse ne olduğunu çözememişti. Her kriz durumunda olduğu gibi her kafadan bir ses çıkıyordu.. Ülke liderleri telefonda birbirine esip gürlüyordu.. Herkes diğerini suçluyordu.. Kimse gerçekten ne olduğunu bilmiyordu..

Trey derin bir nefes çekti.. Bu güneş patlaması uzun yıllar hatırlanacaktı..

9 Temmuz 2009 Perşembe

Yaz Isındı..

Sıcaklar arttıkça sıvı ihtiyacı tavan yaptı. Terledikçe içiyoruz içtikçe şişiyoruz.

Bir mayışmışlık bir ağırlık sorma gitsin.. Canına yandığımın dünyasında bir yandan havalar, bir yandan hayat, bir yandan nolcakbuülkeninhali sorunsalı derken bunaldıkça bunaldık..

Daha Tükçesi bu aralar elim kaleme ve ya tuşlara pek uzanamıyor.. Notlar alıyorum inceden, burada sözünü ettiğim bilim kurgu öykü yarışması için bir öykü yetiştirmeye çalışıyorum..

Lakin hava sıcak, gölgelik az.. Sıcakta sokaklar da günler de ayrı bir eziyet.. Nefes almak bile sıkıcı geliyor bu havada..

2 Temmuz 2009 Perşembe

Tersane: UFOR-Unity sınıfı gemiler






Model: Yükselengüneş sınıfı-Unity sınıfı olarak da anılır.
Sınıf: Destroyer
Mürettebat: 250 kişi ve 300 Droid
Birlikler: 800 asker ve Kara savaşı gereçleri-destek silahları
Işıkaltı sürat: Işıkhızının %65'i. 65 PSL.
Atmosfere giriş kabiliyeti: Mevcut. Antiyerçekimi sistemleri var.
FTL sistemi: Hiperuzay Çekirdeği, saatte 600 ışıkyılı.
Maximum Menzili: 3 aylık maximum görev dönemleri ile hizmet vermesine karşılık 6 aylık yiyecek stoğuna sahip. Reaktör yakıt ikmali her 5 yılda bir tavsiye edilir. Normal şartlarda her 6 haftada en yakın Federasyon-Müttefik istasyonunda lojistik ikmal ve istirahat tavsiye edilir.

Yükseklik: 132 metre
Boy: 693 metre
Genişlik: 264 metre

ÖZEL:

Unity sınıfı gemiler UFOR Filosunun belkemiğini oluşturur. Özellikle Grekul ile 2. Çarpışmanın ardından bu gemilerin sayısının arttırılmasından ziyade eldeki gemilerin dizaynının geliştirilmesine karar verildi. Unity sınıfı gemiler için sürekli yeni geliştirme ve güçlendirme projeleri sürdürülmektedir. Bu gemiler kendi cüsselerinden çok daha büyük düşman gemilerini ve sayıca çok daha kalabalık düşman hareketlerini başarı ile nötralize etmiş çok sağlam tasarımlardır.

Unity sınıfı gemiler sadece Grekul teknolojisi ile değil ayrıca Mharjil ve Tüccar teknolojileri ile de donatılmıştır. Sadece Mharjil Elektronik teknolojisi ve bilgisayar-Sensör sistemleri bile bu gemilerin etkinliğini tek başına çok arttıran güçlü elementlerdir.
Tüccar bilgisi güç üretimi ve motor teknolojilerinde öne çıkar. Grekul kalkan ve ışın silahı teknolojisi Kovan savaşlarında değerini ispatlamıştır.

Dünya teknolojisi Kovan Savaşlarında yaklaşık 500 yıllık bir sıçrama gerçekleştirdi dense bile aslında durum bundan daha ötede bir noktadadır. İlk aylarda hemen uygulanabilen gelişimi ifade eder bu niteleme. Aslında 3. ŞAFAK'tan bu yana 30 bin yıldan çok daha uzun bir süre geçmiştir ve bazı Galaksilerdeki halkların ve Grekul'un teknolojisi bir duraklama ve donma hatta gerileme dönemi yaşamıştır. Savaşlar ve büyük kayıplar-geri kazanımlar-rakipsiz hakimiyet dönemleri teknolojik gelişimi fırlatmış-geri atmış-dondururmuş.. Yine de hala bugünkü teknoloji eskilerden kurtarılabilen ya da yeniden toparlanan gelişmiş parçaları içinde barındırır. UFOR Grekul'un sahip olduğu bu teknolojiye büyük ölçüde sahiptir ama elindeki kaynaklar Grekul kadar geniş değildir.

Unity sınıfı gemi taşıdığı silah yükü ve kara savaş kabiliyeti ile çok uzun yıllar Samanyolu içinde Federasyon'un tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayabilmiş bir gemi modelidir. Unity sınıfı gemiler gelecek yıllarda da Federasyon Filosunun yeni gemileri için ilham kaynağı ve yol gösterici olacak güçlü tasarımlardır.

Bu gemilerin eleştirilen noktası bu dönemde kendinden çok daha büyük gemi inşaatlarından bile pahalıaya mal olması olarak görülür. Lakin bunun nedeni aynı gemilerin sürekli olarak modernize edilmesi ve tek gemiden çok şey beklenmesi nedeniyle çok ciddi ve üstün biçimde donanmalarıdır. Tek bir Etna sınıfı gemi hala 6 Unity sınıfından daha pahalı olmasına karşılık toplamda Unity sınıfı gemilere harcanan kaynak bir numarada yerini korur.

Minyatürizasyon teknolojisi ve gelişmiş endüstriyel iç tasarım elemanları sayesinde Unity sınıfı gemiler her modernizasyon döneminde daha çok artan iç kapasiteye sahip oldular ve silah-gereç-personel kapasiteleri maximize edildi.

*Gemideki sistemlerin acil durumlar için elle kumanda imkanı olsa da gemi yüksek derecede otomasyon teknolojisi ile yüklüdür. Bu gemiler yüksek verim için çok az mürettebata ihtiyaç duyar-acil durumlarda gemi yapay zekası ya da tek bir insan tarafından tüm gemi yönetilebilir. Droidler tamir-içgüvenlik-bakım gibi görevlerde veya emredilen diğer alanlarda görev yapabilir.

Gemi yapay zekaları ilk gemi olan Unity'den itibaren bütün Unity sınıfı gemilerde bulunan bir sistemdir ve geminin tüm aktivitelerini tek elden komuta etmeye muktedirdir. Bununla beraber bir virüs saldırısı ya da düşman sabotajı durunlarında bu sistemi devreden çıkarmak için gerekli güvenlik mekanizmaları yerindedir. Gemi Beyinleri olarak da anılan sistem ilk dönemlerde çok geri planda çalışan bir yardımcı olsa da gelecek yıllarda çok daha öne çıkan bir hale geldi. Gemi beyinleri mürettebatı korumak ve üstlerine itaatle görevli makine-subaylar olarak görev yapar. Yapay zeka programları çok gelişmiş ve insanla etkileşime-öğrenmeye çok uygun olsa da insana ve emirlere karşı gelmeye karşı temel kodları bağımsız hareket etmelerine imkan vermez. Gemi beyinlerinin zaman içinde birbirinden farklı kişilik geliştirmesi-farklı davranış kalıpları geliştirmesi mümkün olsa da bu onları duygu sahibi yapmaz. Aslında bu kişilik konusu zaman içinde mürettebat ve gemiler artasında duygusal bağ yarattığı ve bazı kararları etkilediği için tartışma konusu olmuş bir konudur fakat avantajları hala tartışmalarda ağır basar.

Diğer Dünya gemilerinde olduğu gibi Unity sınıfı gemilerde de farklı tiplerde silahlar mevcuttur. Çeşitli farklı durumlarda farklı taktikleri uygulamaya elverişli bir platform sağlamak amacı ile UFOR Filosunda bu çok yaygın bir tasarım yöntemidir. Salt enerji ya da kinetik silahlar, ya da başlık taşıyıcı misil sistemler yerine bütün bunların bir karışımı mevcuttur.

Unity'nin ilk savunma hattı olmamasına karşılık en önemli savunma hattı KALKANıdır. Güç Kalkanı UFOR savaş gemilerinin en önemli savunma elementidir. KALKAN düşmek üzereyken-düştüğünde Kaptan süratle kavgayı, aldığı hasarı ve alacağı hasarı, kavganın gidişini muhakeme etmek zorundadır.

Hiperuzaydan normal uzaya çıkışlarda bilgisayar otomatik olarak kalkanları süratle aktif hale getirir ve pasif sensörler ile refleks savunma taretleri muharebe pozisyonu alır. Kovan savaşlarının ilk haftalarında yaşanan bazı kötü tecrübeler-pusular bu prosedürü gerekli kıldı.

Unity sınıfının kalkan gücü cüssesine göre çok kayda değerdir. Hiperfüzyon reaktörü ve Grekul teknolojisi ürünü güç hücreleri ile desteklenen Grekul kalkan teknolojisi Grekul gemilerindekinden çok daha güçlüdür çünkü Grekul gemilerinin aksine Unity sınıfı gemiler sadece askeri rolleri uygulamak için tasarlanmıştır. Grekul gemileri askeri-lojistik ve bilimsel rolleri farklı ölçülerde barındırarak hem avantaja hem de dezavantaja sahiptir.

UFOR Gemilerinin zırhı ve dayanıklılığı, ECM ve savunma silahları çok dikkat çekici özellikte olsa da özellikle UNITY sınıfı gemilerde ilk dönemden itibaren yaygın bir güvenlik önlemi vardır: Buna göre, gemilerin Yapay Zeka Beyinleri Kalkan düştüğünde süratle “kaçınma ve hiperuzay manevrasına” başlamakla görevlidir. Filo kavgalarında Savaş Gurubu oluşturan gemilerin Yapay Zekaları, Gurup Komutanı olan geminin Kaptanına-Yapay Zekasına kritik kalkan seviyelerini ve Savaş güçlerini düzenli olarak bildirmekle-kalma ya da gitme yolunda emir almakla görevlidir.

Güç Sistemi: Nova Çekirdeği: Hiperfüzyon Reaktörü
Kalkan: 1 Milyon Megaton. Diğer bir Unity sınıfı geminin ateşine yaklaşık 1 dakika boyunca dayanabilir. Aşırı yüklenme sınırı Kalkan havuzunun %40'ı kadar bir hasarı 1 saniyede alma durumunda oluşabilir. Kalkan enerji havuzu boşalana kadar tam bir koruma ve sızdırmazlık sağlar. Sadece aşırı yüklenme-yüklemeye yaklaşma durumlarında iç sistemlere hasar verebilmesi söz konusu olabilir. Aşırı yüklenmeler kalkanı devredışı bırakabilir ya da kalan gücü %5-60 oranlarında tüketebilir.
Kalkan Şarj hızı: 45 dakika
Kendini Tamir Kapasitesi: Nano-zırh teknolojisi hayati acil durum onarımlarını otomatik olarak gerçekleştirse de bu yetenenek hafif ve orta hasarlarda etkilidir. Ağır hasarlarda sadece kan kaybını önleyici ve stabilize edici etkisi var.
Zırh tipi: Silfel ve titanyum alaşımı olan Allox1050 ve nano zırh olan NAS2 zırhları.
Unity sınıfı gemiler Ana Gövdelerine yaklaşık 90 000 megaton hasar aldığında tam anlamı ile kurtarılacak sistem ve parçası kalmamış biçimde işe yaramaz hale gelmiş ölü bir kütleye dönüşür. Motor Podları ve Uçuş Güverteleri de hesaplandığında 120 000 megaton hasar ile parça parça olmuş demektir.
Silfel dünya standartlarına göre olağanüstü dayanıklı bir malzemedir. Unity sınıfının Silfel zırhı 60 megatona kadar ince- 200 megatona kadar kalın zırh koruması verirken gemi iskeletinde bu dayanıklılık daha fazladır ve bölümlerin statik alçaltıcı güç alanları ve iskeleti saran koruyucu güç olukları da içeriye vurabilen darbelerin hasar yayılımını çok büyük ölçüde engeller; emilen enerjinin bir kısmı komşu bölümlerin korunması için refleks kalkanlara akar.. Kinetik hasara karşı Silfelden daha az dayanıklı ve çok daha ince olan Nanozırh katmanının avantajı, enerji saldırılarında-patlamalarda adeta ikinci bir kalkan gibi ciddi ölçüde hasarı emici etkiye sahip olması ve gövdede açılan yaraların üzerini daha o kavga sürerken süratle örtebilmesidir.10 megatonluk kinetik nanozırh 100 megatonluk ışın-lazer saldırısını emer . Kaba bir hesapla zırh altındaki 13 buçuk milyon metreküp iç-gövde hacminin her 1 metrekübü 10-20 kiloton hasar emer.

Gemi gövdesi çeşitli ana bölümlerden ve alt bölümlerden oluşur. Bu bölümler önemlerine göre farklı ölçülerde koruma ve dayanıklılığa sahiptir.

Ulaşım Sistemleri: gemi içinde ulaşım Asansörler ve Yatay Tüpler ile sağlanır.
Yakın mesafe gemiden gemiye ulaşım için Grekul Teleport Çemberleri kullanılır. Teleport sistemi Malzeme-Cephane ikmali ve Kalkansız bölgelere hızlı indirme harekatları için de kullanılır. Elektronik kalkanlar ya da Güç Kalkanları ile korunan bölgelere destekli-sinsice indirme için SC1 ve SC2 mekikleri ile Çekirgeler kullanılır.

Sensörler: Aktif uzun menzilli sensör menzili 800 ışıkyılı-pasif sensör menzili 200 ışıkyılı. Yakın mesafe tam tarama menzili 3 milyon km ile 18 milyon km arasında değişebilir-10 ışık saniyesi ile 1 ışık dakikası..
Hiperuzayda sensör menzili 3 ile 10 kat arasında artar. Hiperuzayın yükseltici etkisi var sensörler üzerinde.
Uzun mesafe sensörleri ilk tespit için çok etkili olsa da yakın mesafe sensörleri ayrıntılı inceleme ve tam bir tarama için şarttır.
Unity sensörleri hiperuzaydaki bir hareketi yükseltilmiş mesafeden tararken normal uzaydaki bir hareketi standart tarama menzilinde hisseder.
Normal uzaydan hiperuzayı taramak kesin bir görüşten ziyade sadece orada bir hareket olduğunu hissetmektir. Hiperuzaydan normal uzayı taramak ise kaba bir uzun mesafe taraması gibi bilgi verir.

Unity sınıfı gemilerin sensörleri Mharjil ve Tüccar gemileri dışındaki bütün HAYALET pelerinli gemileri maximum sensör menzilinin 5'te 1 mesafede görebilir. Gelişmiş hayalet sistemleri ancak 10 ile 20'de 1 mesafelerde hissedebilir.

Hedefleme Sistemleri: Hedefleme Sistemleri Sensörler ile bağlantılı sistemler olmasına karşılık farklılıkları vardır. Sensörler görüş sağlarken hedefleme sistemleri bu görülen hedef izerine kilitlenme ve takip vaziflerini görür. Unity sınıfı gemilerin Hedefleme Sistemleri düşman ECM ve Hayalet kabiliyetlerinden daha etkilidir. Federasyonun bu dönemde sayıca üstün düşman güçlerine karşı kurduğu üstünlüğün temel nedenlerinden biri Düşmana onun menziline girmeden ve o daha üzerine kilitlenmeden bir kaç tur avantaj ile vurabilmesidir.


ARAÇ KAPASİTESİ:
60 adet F3000 Kaplan
4 adet Çekirge mekiği
30 adet dron savaşçı
48 Mech ünitesi
4 adet SC2 mekiği
8 adet SC1 mekiği
60 adet Karıncakanat Kaçış Salı.

NOT: Mekiklerin hacmi kadar bir alan kara araçları ve indirme gereçleri için ayrılmıştır.

Silah sistemi:


NOT: Fizik yasaları uzay oratamında belli bir ivme ile hareket eden cisimlerin karşı bir güç uygulanana kadar o ivme ile sonsuza kadar gitmesine izin verse de burada misil silahlar için belirtilen menzil yakıtlarının ve hedefleme sistemlerinin-hedef izleme yeteneklerinin menzilidir. Bu menzili aşan bir füze ya son rotasında çaresizce ilerler ya da kendini imha eder. Işın silahları-enerji silahları da belli bir mesafeye ulaştıktan sonra dağılmaya ve güç kaybetmeye başlar. Etkili menzillere dikkat etmek önemlidir.

NOT2: Atılan silahlar yani mühimmat yani torpido-füze-mermi-bomba tipi silahlar cephane sorunu oluşturur. Cephane bitmesi sorunu yaratmaları bakımından bunların sayısı dikkatle takip edilir ve genelde enerji silahları bu silahların üzerine tercih edilir. Bu silahların etkinliği değil sadece lojistik konular bu silah seçiminde öncelikli kriterdir.

2 adet Ana ışın silahı: THOR. Bu silah sistemi sahip olduğu gelişmiş güç alanı ile ışın yönlendirme teknolojisi sayesinde korvet boyutlarında ve çevikliğinde hedeflere kadar sorunsuz kilitlenip atış yapabilir. Overcharge-Aşırı Yükleme özelliği bu silahın gücü 3 katına çıkartılabilir ama o durumda şarj süresi uzar ve bazı sistemler geçici olarak güç kaybı yaşayabilir.
Menzil: 1 milyon km etkili menzil.
Hasar: 10 000 megaton 1 saniyelik hasarı. Toplam 30 000 megaton her silahın 1 tam atışı.
Atış Hızı: 5 saniye şarj, 3 saniye sürekli ışın atış esnasında da yönlendirilebilir.
Cephane Yükü: enerji silahı.

Railgun istasyonları pruvada. Sancak ve iskelede birer istasyon. Her istasyonda 4 atım yolu. Asıl hedefi yer hedefleri-uzay istasyonları-hareketsiz hedefler ve destroyer ile üzeri büyüklükteki hedeflerdir. Daha küçük hedefleri vurması zorlaşır ve isabet oranı düşer.
Menzil: 60 000 km
Hasar: 5 megaton saf kinetik hasar. Savaş başlıklı mermilerin gücü 250 megaton ölçeğinde.
Atış Hızı: 3 saniyede 1 atış- her yol. hızı arttırmak isabet etkinliğini olumsuz etkiler.
Cephane Yükü: Toplam 2000 atış

10 adet pruva misil fırlatıcısı: Kinetik Granit misilleri: Kısa mesafe savunma-saldırı füzeleri. Avcılara ve füzelere-korvetlere karşı kullanılırlar genelde. Füzeler akıllıdır ve atıldıklarında kendi gemilerini ve dost gemileri savunurlar. Hedefleri yok edilmiş ise başka hedefe dönerler ya da kendilerini etkisizleştirip toplama silolarına geri dönerler-boşa gitmez bu füzeler.
Menzil: 50 000 km
Hasar: 50 kiloton
Atış Hızı: Her fırlatıcı saniyede 12 füze atabilir. Yeniden yükleme 5 saniye sürer.
Cephane Yükü: 1200 misil.

8 adet pruva torpido tüpü yerleşimi: Şimşek torpidoları(Şarjlı torpidoların başlığı her yöne küresel patlama ya da koni şeklinde bir vuruşa imkan verir) Torpidolar uzun menzilli ve yüksek isabet oranlı akıllı ve çok vurucu saldırı silahlardır. Hedef takibi ve keskin manevraları gerçekleştirebilme kabiliyetleri çok üst seviyedir. Güdümlü ya da balistik şekilde atılabilmeleri ve fırlatma tüplerinden yavaş ya da çok yüksek hızlarda atılabilmeleri ile çok esnek silahlardır. Farklı amaçlarla farklı başlıklar taşıyabilirler hatta sinsice timleri gezegenlere indirmek için bile kullanılırlar bazen. Torpidoların pahalı ve sayılı silahlar olmaları tek kötü yanları.
Menzil: 1 500 000 km
Hasar: 1000 megaton
Atış Hızı: Her tüp saniyede 12 torpido fırlatabilir. Yeniden dolum 5 saniye alır.
Cephane Yükü: 300 adet

ICBM cüssesinde misil silosu yerleşimi: Novex ve Solution gezegen vurucu füze sistemleri. Novex nükleer kirlenmesi nedeniyle genelde uzayda kullanılır ve yaşam bulunan gezegenlerde son çare olmadığı müddetçe NOVEX yerine Solution sistemi kullanılır. UFOR bu füzelerden bazılarını hayalet teknolojisi ile test ediyor. Bu silahlar bombardıman silahlarıdır. Bu silahların alan etkili hasarı Kovan bölgesi temizliği için ışın silahı saldırılarından daha etkili bulumuştur UFOR Generallerince.
Menzil: 5 milyon km
Hasar: 500 megatonluk 8'er başlık vardır her füzede.
Atış Hızı: Saniyede 12 füze ile 4 saniyede silolar boşalır.
Cephane Yükü: 48 adet

36 standart saldırı misil fırlatıcıları: Shark misilleri. Bu misiller özellikle eşsiz Mharjil hasar teknolojisi ve ECM delici hedef takip bilinci ile göze çarpar. Silah sistemi operatör beyin dalgaları-Işıldayan kristal teknolojisi-kristal pilot zeka üçgeninin telepatik olarak zaman ve mekanı aşması ve bir ölçüde birleşmesi ile kendini gösterir. Operatör zihni düşman bilgisini silaha verir ve silahın yapay zekası paylaşılan bu bilgi ile hedef*lerine kamikaze gibi saldırır. UFOR teknolojisi Mharjil misilleri kadar üstün olmasa da hala çok kabiliyetli ve ECM'e çok dayanıklıdır bu “kamikaze yapay zeka” sistemi.
Menzil: 50 000 km
Hasar: 100 kiloton ila 100 megaton arasında değişen saldırı yükü taşıyabilirler.
Atış Hızı: Her fırlatıcı saniyede 12 füze atar ve 6 saniyede tam doldurulur.
Cephane Yükü: 5000 adet

8 adet Mayın fırlatıcı: IVY sistemi. Savunma amaçlı akıllı tasarım.
Menzil: 20 000 km
Hasar: Kiloton ölçüsünden 10 000 megatona kadar saldırı yükü taşıyabilirler.
Atış Hızı: Saniyede 4-10 mayın saçabilen 8 fırlatıcı.
Cephane Yükü: Farklı boyutlarda 1000 kadar mayın. Drednot vurucu mayınlardan 45 tane mevcut.

52 adet Savunma tareti: 3'LÜ savunucu sistemi. Anti-avcı kinetik namlusu ve füzesavar lazer namlusu . Plazma karşılayıcı kinetik kütle paketi fırlatıcısı.
Menzil: 2000 km
Hasar: Maximum 5 kilotonluk vuruşlar yapabilir bir taret.
Atış Hızı: Saniyede 5 ila 24 hedefe saldırabilir ama ECM ve hedefin çevikliği-hızı-büyüklüğü önemli.
Cephane Yükü: Enerji silahları.

20 adet Helion tareti: Işın silahı. Avcı ve küçük misil vurma kabiliyeti-esnekliği pek iyi olmasa da korvetler ve üzeri büyüklükteki hedefler için tam bir kabus olur bu silah. Atış hızı ve gücü-atım süresi ayarlanarak değiştirilebilir.
Menzil: 60 000 km(menzili arttırıldıkça etkinliği azalır)
Hasar: 500 megaton 1 saniyelik 1 atışta.
Atış Hızı: Normalde 1 saniye aralıklarla 1 saniye boyunca atış yapabilir. Farklı güç ve hız ayarları ile atış hızı ve süresi değiştirilebilir.
Cephane Yükü: Enerji silahı.

8 adet Diana tareti(kinetik mermiler atan uzay topu. Kinetik başlıklar yanında özel başlıklarla da donanabilir gerek duyulursa). Bunlar Avcılara “flak barajı” ya da yere-yeraltına-sabit hedeflere bombardıman için kullanılabilir. Railgun sistemi olan bu silah küçük boyuttaki mermilerden KORVET biçen rüzgarlar estirmesi ile de ünlüdür.
Kinetik taretlerin hepsi iskele ve sancak uçuş güvertelerinde yüklüdür.
Menzil: 40 000 km
Hasar: Birkaç kilotondan 24 megaton- ve patlayıcı başlıklı mermilerle 240 megatona kadar değişen cephaneler atabilir.
Atış Hızı: Saniyede 1-15 atış. Büyük mermiler yavaş küçükler daha hızlı atılır.
Cephane Yükü: Her taret için 3 farklı boyutta cephane mevcut. Büyük cephaneler taret başına 50 adet.
not: bu başlıkta çalışmalar sürüyor.